Analoji nedir?
Akademik araştırmalarınız için kullanabileceğiniz kaynaklar
Ortaokulda, lisede, üniversitede ve sonrasında birçok ödev yaptık hepsine de kaynak olarak Vikipedi yazdık, sonra da hocalarımızdan pek çok laf işittik. Peki doğrusu neydi? Araştırma nereden yapılırdı? Yardımcı olabilecek bazı temel kaynakları derlemeye çalıştım.
YÖK Dersleri Platformu
Yazıda sizlere gösterebileceğim ilk kaynak resmi bir kurum olan YÖK tarafından faaliyete yakın bir zamanda faaliyete geçirildi. YÖK Dersleri Platformu olarak adlandırılan bu web sayfası, Anadolu Üniversitesi (AÖF) , Atatürk Üniversitesi (ATAÖF) ve İstanbul Üniversitesi (AUZEF) tarafından yürütülen açık öğretim programlarının ders kitaplarını içermekte. Böylece bu açık öğretim programlarının ders kitaplarına herhangi bir ücret ödemeden erişmek mümkün hale geldi. Dolayısıyla buranın hem akademik çalışmalar için hem de yeni bir şeyler öğrenme niyetinde olanlar için önemli bir kaynak olduğunu söyleyebilirim.
Realizm nedir?
Hali hazırda devam eden sözlük projesine ek olarak, vakit buldukça da sanat akımları ve önde gelen ressamlar hakkında öğrenmeye ve yazmaya çalışacağım. İlk olarak, merak ettiğim realizm kavramıyla başlıyorum.
Realizm, 1830'larda ortaya çıkan bir sanat akımıdır. Akımı meydana getiren sanatçılar, adından da kolaylıkla anlaşılabileceği gibi, real olanla, yani gerçek olanla ilgilenme eğilimindeydiler.
Kapitalizm nedir?
Fabian Blank / Unsplash
Kapitalizm, metaların değerinin piyasa tarafından belirlenmesi, özel mülkiyetin yaygınlığı ve kar elde etme güdüsüyle yapılan özel teşebbüsler ile şekillenen ekonomik sistemdir.
Etimolojik olarak baktığımızda, kapitalizm kavramı ilk kez 19. yüzyılda, Fransız yazar Louis Blanc'in eserinde kullanılmıştır. Yine de bu yüzyılda bile kullanımı sık değildir.
Sekülerleşme nedir?
Paul_Henri/Pixabay
Sekülerleşme, dinsel inançların, dini pratik ve kurumların etkisinin azalma süreci olarak tanımlanır. Bu kavram özellikle modern sanayi toplumları için kullanılmaktadır. Bireyler gündelik hayatta kararlarını alırken giderek azalan oranda dini kurum ve öğretileri referans alırlar. Süreç dini tören, ayin ve ibadetlere katılım oranında düşüş olarak kendini gösterir.
Yazmak üzerine
![]() |
Photo by Darius Bashar on Unsplash |
Bir yazı nasıl yazılır?
Yazar içinde ya da zihninde olanı taşıyamaz hale geldiğinde, somut olarak görmek istediğinde ya da artık rahatlamak istediğinde yazmaya başlar. Ama yazmaya karar vermek bu değildir. Yazma kararı çok önce alınmıştır ama başlamayla arasında uzun süre bulunur.
Dikkatimi çeken ne var? 28 Haziran 2021
Küçük, tatlı bir çocuk fotoğrafı. Telif hakkının kime ait olduğunu bulamadım.
Muhtemelen çocukluktan beri haberleri takip etmeyi seven biri oldum. İlkokulda Kanal 7'nin akşam haber bültenini severek izlediğimi hatırlıyorum. Ortaokulda hafta sonları aldığım Sabah gazetesinin bütün köşe yazılarını da okurdum. Bunu neden bu kadar sevdiğimi bilmesem de, oldukça hoşuma gittiğini söyleyebilirim.
Peki bir haberi veya köşe yazısını okuduğumuzda olan şey nedir? Onu unutmak.
Eğer bir haber ilgimizi çektiyse, ilginçse veya önemli bir son dakika haberini içeriyorsa bunu arkadaş ve aile mesajlaşma gruplarını göndeririz. Bu yazılar grubumuzun bir kısım tarafından okunur, bir kısmı tarafından okunmaz.
Bu linkleri sosyal medyada paylaştığımızda olan şey ise, zamanla çok aşağılarda kalmalarıdır. Günümüzdeki sosyal medya tasarımları en son paylaşımları en tepede gösterme odaklı. Bunun olumsuz yanı ise altı ay veya bir sene öncesinde aynı konu üzerine ne yazdığımızı görme olasılığımızın olmaması.
Blogların sevdiğim yanı buna izin vermeyecek arşiv sayfalarına, etiketlere ve arama butonlarına sahip olması. Evet, Twitter'da da kişiye dayalı bir arama yapmak mümkün, lakin bloglar kadar elverişli ve tekrar tekrar kullanıma açık değil.
Peki ben ne yapmayı planlıyorum? Bahsettiğim bu iki noktadan yola çıkarak, o gün baktığım haber sitelerinde ilgimi çeken haberleri burada gün gün paylaşmayı. Böylece bir tür unutmanın önüne geçmeyi düşünüyorum. Ayrıca konuları birbiriyle bağlayabilmeyi. Etiket ve arşiv sistemiyle aynı konuda yazılmış haberleri birbiriyle bağlayabilme ve daha detaylı okuyabilme şansına erişmiş olacağım.
Bunun sınırlılıkları nedir? Her gün yapamama olasılığımın olması, haber kaynaklarını ve haberleri kendi dünya görüş ve ilgime göre seçecek olmam, sınırlı sayıda kaynak ve habere bakabilecek olmam.
Blog kendime ait olduğu için bunların herhangi bir manası yok.
Peki bugün hangi kaynaklara bakındım ve neler dikkatimi çekti?
Euronews Türkçe ve Africanews kaynaklarına baktım ve iki haber dikkatimi çekti, ilginç buldum veya hoşuma gitti.
1. Suriye’de tutsak 10 bin IŞİD militanı var
ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Suriye'de Kürtlerin kontrol ettiği bölgelerde yaklaşık 10 bin IŞİD militanının tutuklu kaldığını söyleyip, bu durumun tahammül edilemez olduğunu vurgulamış.
IŞİD ile mücadeleye katılan koalisyon güçlerinden burada tutuklu vatandaşlarını geri almalarını istemiş. Gerekirse yargılamak için dahi olsa geri alın çağrısında bulunmuş.
IŞİD'e karşı beraber ilerleme kaydettik ama hala yapılacak çok şey var, diye eklemiş.
Bu kişilerin geri alınması, yargılamalarının nasıl olacağı, eski hayatlarına ve toplumlarına nasıl uyum sağlayacakları, geri dönünce nelerle karşılaşacakları, hayatlarının bu dönemini nasıl hatırlayacakları, bundan sonra neler yapacakları olacakları çok ilginç bir süreç olacağa benziyor. Bu haberi bu sebeple seçmiştim.
2. Zambiya baskı altında seçime gidiyor
Afrika uzak olduğumuz ve bilmediğimiz bir coğrafyaya benzese de, aslında diğer tüm coğrafyalar böyle. Medyada her ülkeden haber görebilmek imkansız, takip etmek de imkansız. Sadece çok merak ediliyorsa aranıp bulunması gerekiyor sanırım.
Habere gelecek olursak, Uluslararası Af Örgütünün raporuna göre, Zambiya'da 12 Ağustos'ta yapılacak seçimleri baskı altında gerçekleşecekmiş. 1991'de çok partili hayata geçen Zambiya, Afrika'daki istikrarlı demokratik ülkelerden biri olarak görülürken, şimdiki başkanları Edgar Lungu bu durumu tersine çeviriyormuş.
Son beş senede baskı, muhalefete yönelik tutuklamalar ve polis cinayetleri görülmekteymiş.
Açıkçası hiç de hoş ve ilginç olmayan bir haber olduğunu şimdi fark ediyorum. Yazarken dahi canımı sıktığını söyleyebilirim. Sadece demokrasinin dünyanın farklı yerlerindeki görünümlerini ve ülke bazlı gelişimleri öğrenmek hoşuma gidiyor, hepsi bu.
Bu yazıyı burada noktalıyorum. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Bir başka yazıda görüşmek üzere.
İlk yazı
![]() |
David Perkins,Unsplash |
Bu, bu alandaki ilk yazım. Sevdiğim bir sözü ise bu alana isim olarak seçtim. Bu söz eğer geçmişin birikiminden bihaberseniz; ne her şeyiyle içinde yaşadığımız, hissettiğimiz bugünü anlayabileceğimizi ne de yarına dair isabetli bir tahminde bulunabileceğimizi söylüyor. Bu söz Goethe'ye ait: “Üç bin yılın hesabını görmeyen karanlıkta yolunu bulamaz, ancak günü gününe yaşar.”
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)